Hakkımızda

SİİRT ÜNİVERSİTESİ

YABAN HAYVANLARI KORUMA, REHABİLİTASYON,

UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (SİU-YABANMER)

(2 şubat 2015  tarih ve 29255 sayılı Resmi Gazete)

 Yaban hayvanları denildiğinde doğal yaşama ortamlarında serbest olarak yaşayan ve evcil olmayan balık, sürüngen, kuş ve memeli hayvanlar anlaşılmaktadır.

Jeolojik ve morfolojik yapısı ve dünya üzerindeki coğrafik konumu nedeniyle Türkiye av ve yaban hayatı içinde geçerli olmak üzere çok zengin biyoçeşitliliğe sahiptir. Avrupa kıtasının bitki ve hayvan türlerinin % 80’inden fazlası Türkiye’de bulunmaktadır.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan Siirt’in, doğusunda Şırnak ve Van, kuzeyinde Batman ve Bitlis, batısında Batman, güneyinde Mardin ve Şırnak İlleri bulunmaktadır. İl topraklarının büyük bölümü dağlarla kaplıdır. Kuzeyde Muş Güneyi Dağları, doğuda Siirt Doğusu Dağları İl’in doğal sınırlarını oluşturan sıra dağlardır. Siirt’ in kuzeyi ve doğusu yüksek ve sarp kesimlerdir. Genel olarak Güneydoğu Toroslar adıyla anılan bu dağ sırası, doğudan güneydoğuya genişçe bir yay çizerek Hakkâri Dağları’yla birleşmektedir.

Siirt’te dağlardan sonra en ağırlıklı yeryüzü şekli platolardır. Büyük bir bölümü yüksek düzlükler şeklinde olan bu platolar, Siirt Doğusu Dağları’nın kuzey bölümünü oluşturan Doğruyol, Kurtalan, Kapılı ve Yazlıca Dağları’nın Botan Suyu ve kollarınca yarılmış vadilere bakan yamaçlarında toplanmıştır. Başlıcaları, Pervari de Cemikarı, Ceman ve Herekul Yaylaları ile Şirvan’da Bacavan Yaylası’dır. Yaz, kış bol yağış alan bu yaylalar, zengin çayırlarla kaplıdır.

Siirt'te karasal iklim hüküm sürmekte ve dört mevsim en belirgin özellikleriyle yaşanmaktadır. Yazları sıcak ve kuraktır. En az yağış Kurtalan'da en fazla yağış Baykan'da görülür. GAP'ın devreye girmesiyle iklimde belirgin bir değişme gözlenmiş, İlkbaharda daha fazla yağış olmuş ve %40'ın altında olan nem oranı yükselmiştir. Gece ve gündüz arası sıcaklık farkı fazladır. Tespit edilen en yüksek ısı 43.3 0C, en düşük ısı ise -19.5 0C'dir

Siirt il alanı Doğu Anadolu yapraklı orman kuşağı ile Güneydoğu Anadolu bozkır kuşağı arasındadır. Toros Dağları’nın Güneydoğu Toroslar adıyla anılan bölümleriyle, buradan kuzeye doğru uzanan plato ve dağlarda önemli ölçüde azalmış meşe ağaçları vardır.

İl topraklarının tümü Dicle Havzası’na girmektedir. Havza, Fırat, Kızılırmak ve Sakarya Havzalarından sonra ülkenin dördüncü büyük su toplama alanıdır.

 Siirt ili sınırları içerisinde varlığı bildirilen yaban hayvan türleri arasında Kurt, ayı, tilki, domuz, çizgili sırtlan, dağ keçisi, sansar, sincap, vaşak, leopar ve çeşitli kanatlı hayvanlar (keklik, kartal, şahin, doğan, atmaca, akbaba, kerkenez, puhu, gri balıkçıl, sakarmeke, baykuş ve pelikan) yer almaktadır.

Yaban hayatı kendi kuralları olan, doğal dengesi bitki ve hayvan türleri arasındaki rekabet ile oluşan bir birlikteliktir. Doğal Hayatı Koruma Vakfı'nın (WWF), Londra Zooloji Derneği (Zoological Society of London) ve Küresel Ayak İzi Ağı (Global Footprint Network) işbirliği ile hazırladığı raporda, 1970-2010 yılları arasında dünyada biyolojik çeşitliliğin %52 oranında azaldığı bildirilmiştir. Bu doğal dengenin bozulmasında aşırı ve bilinçsiz yapılan avcılık, nüfus artışı, plansız şehirleşmeler, bilinçsizce kullanılan pestisitlerin yanı sıra sel, kuraklık ve şiddetli kış gibi doğal afetler rol oynamaktadır. Doğal ekosistem ve habitatların bozulması ise biyolojik çeşitliliğin azalmasına ve/veya tükenmesine neden olmaktadır. Yaşam alanları daralan ve yiyecek sıkıntısı çeken bazı yaban hayvanlarının şehirlere indiği ve insanlarla karşı karşıya geldiği görülmektedir.

Günümüzde, çevre sorumluluğu ve duyarlılığı sosyal değerler arasında yer almaktadır. Bu bakımdan toplumların ekonomik, siyasal, felsefi, etik, kültürel ve gelişmişlik düzeyleri, ülkelerin çevre politikalarını, duyarlılığını ve sorumluluğunu etkilemektedir.

Türkiye’de 1966 yılında başlayan Yaban Hayatı Koruma Sahaları ve Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları çalışması günümüzde farklı yasal düzenlemelerle de temellendirilerek sürdürülmektedir. Buna rağmen çevresel ve yaban hayatı tahribatının yeterince önüne geçilememektedir. Dünyada doğal ve yaban hayatıyla ilgili gelişmeler ülkemizdeki durumdan çok farklı değildir. Doğal kaynaklar ve yaban hayatının korunması tüm ülkeler tarafından acil ve öncelikli olarak ele alınması gereken konular arasında yer almalıdır.

Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de doğal yapısını koruyan ve yaban hayvanlarının barınabileceği alanlar gün geçtikçe azalmaktadır.

Nesli azalmakta olan hayvanlar ile bunların yaşam ortamlarının korunması, günümüzde büyük bir önem taşımaktadır. Bununla ilgili olarak yürürlülüğe giren “Kara Avcılığı Kanunu” avlaklar ile ilgili yasal düzenlemeler sayesinde son yıllarda önemli gelişmeler kaydedildiği gözlenmektedir.

Yaban hayatı ve çevreyi korumak için doğal denge unsurlarını doğru tespit etmek ve etkin bir koruma-kontrol sistemi ile sürdürülebilirliğini sağlamak gerekmektedir.

 Yaban hayatının korunmasına ilişkin olarak Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşmeler;

  • Kuşların Himayesine Dair Milletlerarası Sözleşmesi (Paris Sözleşmesi, 17 Ocak 1963)
  • Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Bitki ve Hayvan Türlerinin Uluslararası Ticaretinin Düzenlenmesine Dair Sözleşmesi (CITES Sözleşmesi, 1 Temmuz 1975)
  • Özellikle Su Kuşları Yaşama Alanı Olarak Uluslararası Önemde Sulak Alanlar Sözleşmesi (Ramsar Sözleşmesi, 1975)
  • Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi (Bern Sözleşmesi, 1 Haziran 1982)
  • Yaban Kuşlarının Korunmasına Dair Avrupa Ekonomik Topluluğu Kararnamesi
  • Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (Rio Konferansı, 29 Aralık 1993)

Orman ve Su İşleri Bakanlığı yaban hayatı konusuna önem vermekte ve ülke genelinde envanter çalışmaları yürütmektedir. “Av-Yaban Hayatının Sürdürülebilir Yönetimi”ni hedefleyen Bakanlık, öncelikle mevcut varlığı tespit ederek belirli aralıklarla kontroller gerçekleştirmeyi hedeflemektedir. Bu envanterlerden avlakların planlanması, yaban hayatı koruma sahalarının belirlenmesi, nesli tükenmekte olan, tehlike veya tehdit altında bulunan türler için ulusal veya uluslararası kırmızı listelerin oluşturulması, türlerin veya yaşama alanlarının koruma altına alınmasındaki kriterlerin belirlenmesi çalışmalarında yararlanılmaktadır.

Siirt ili ve çevresinde varlığı bildirilen yaban hayvan türleri arasında Kurt, ayı, tilki, domuz, çizgili sırtlan, dağ keçisi, sansar, sincap, vaşak, leopar ve çeşitli kanatlı hayvanlar (keklik, kartal, şahin, doğan, atmaca, akbaba, kerkenez, puhu, gri balıkçıl, sakarmeke, baykuş ve pelikan) yer aldığı bildirilmiştir.

Siirt Üniversitesi Yaban Hayvanları Koruma, Rehabilitasyon, Uygulama ve Araştırma Merkezi (SİU-YABANMER)”nin faaliyet alanları aşağıda yer almaktadır.

  • Dicle havzasında bulunan yaban hayvan türlerinin belirlenmesi ve Üniversitenin diğer birimleri ile bilimsel araştırma projelerinin yapılması,
  • Yaban hayvanlarının profilaktik ve medikal tedavisi için gerekli çalışmalarının yapılması,
  • Çeşitli nedenlerle hastalanmış, yaralanmış, yetim kalmış memeli, kuş, sürüngen ve çift yaşamlı yaban hayvanlarının koruma, kurtarma, tedavi, bakım, besleme ve türe özgü rehabilitasyonunu sağlayarak doğaya tekrar kazandırmak için hastane ve rehabilitasyon merkezinin açılması,
  • Ulusal ve uluslararası seminer, sempozyum, konferans, kongre ve kurs gibi bilimsel faaliyetlerin düzenlenmesi,
  • Yurt içinde ve yurt dışında başta Birleşmiş Milletlere bağlı ilgili kuruluşlar olmak üzere, uygulama ve araştırma merkezleri, dernekler, istasyonlar, yetiştirme kulüp ve çiftlikleri ile işbirliği yapılması,
  • Yaban hayatta karşılaşılan sorunlarla ilgili olarak kamu ve özel sektör kuruluşlarına danışmanlık hizmeti verilmesi ve talep olması halinde yaban hayvanları barındıran birimlerde bu amaçla inceleme yapılması,
  • Yurt içi ve dışında düzenlenen bilimsel toplantı ve çalışmalara katılım sağlanması,
  • Yaban hayvanları ile ilgili kitaplık, dokümantasyon merkezi kurulması ve halkı bilinçlendirmek için broşür, film, slayt ve belgeseller hazırlanması,
  • Yaban hayatına ilgi duyan, bu konuda kendini geliştirmek isteyen ve faaliyet alanlarıyla ilgili eğitim almakta olan üniversite öğrencileri için merkez bünyesinde gönüllü programlarının ve Türkiye’nin gelecekteki yeni yaban hayatı uzmanları için insan kaynağının oluşturulması,
  • Doğaya dönemeyecek durumda olan yaban hayvanlarını kullanarak eğitim-öğretim kurumlarında öğrencilere yönelik doğa koruma tabanlı eğitimler gibi alanlarda faaliyetlerde bulunulmasıdır.

Sonuç olarak; TRC3 bölgesinde Dicle havzasında yaşayan türlerin belirlenmesi, koruma altına alınmış türlerin varlığının devamı ve çoğaltılması, sağlık problemlerine çözüm bulunması, bu alanda çalışan araştırmacıların desteklenmesi, hastane, laboratuvar, barınak, istasyon, gözlem evleri, hayvanat bahçesi ve koruma alanlarının oluşturulması, doğal ortamda yaşaması mümkün olmayan hasta ve yaralı yaban hayvanlarının bakımı, rehabilitasyonu ve yeniden doğaya kazandırılmasını sağlayacak bir yapının oluşturulması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla Üniversitemiz bünyesinde “Siirt Üniversitesi Yaban Hayvanları Koruma, Rehabilitasyon, Uygulama ve Araştırma Merkezi (SİU-YABANMER) kurularak faaliyetlerine devam etmektedir.

Prof.Dr. TUNCAY TUFAN
Güncelleme : 4.10.2018 14:37:24